Haberler

Çevre ve Politika

Tarihle Yüzleşme Zamanı

Tarihin tozlu sayfaları, yalnızca zaferleri ve yenilgileri değil; toplumların birbirlerine karşı takındıkları tavırların aynasıdır. Yahudilerin Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden yüzyıllar boyunca defalarca sürülmesi, bu aynada en çarpıcı yansımayı oluşturur. 1290’da İngiltere, 1348’de Almanya, 1492’de İspanya, 1497’de Portekiz… Yüzyıllar boyunca Avrupa’nın dört bir yanından kovulan Yahudiler için sığınak kapılarını açan tek büyük güç, Osmanlı Devleti olmuştur.

Devamını Oku »
Önerilerim

Sessiz Sorumluluklar – Salih Altınışık

Vatandaşlık, modern devlet yapılarında yalnızca kimlik göstergesi değil; aynı zamanda siyasi sadakat, hukuki yükümlülük ve uluslararası sorumluluğun da temelini oluşturur. Küreselleşme, göç ve kimlik hareketliliğinin hız kazandığı günümüzde çifte vatandaşlık olgusu, klasik vatandaşlık anlayışının sınırlarını zorlamakta; aidiyetin yanı sıra, uluslararası hukuk bakımından da yeni tartışma alanları doğurmaktadır. İsrail örneği, bu tartışmanın en çarpıcı yansımalarından birini barındırmaktadır. Ülkede yaşayan nüfusun yaklaşık %10’unun ikinci bir vatandaşlığa sahip olduğu tahmin edilmektedir¹. Bu nüfus içinde Türk kökenli olanların sayısı 100 ila 150 bin kişi arasında değerlendirilmektedir². Bu topluluğun bir bölümü, Türkiye vatandaşlığını korumakta ya da yeniden kazanmış durumdadır. Ancak bu grubun demografik yapısı, siyasi etkisi veya faaliyetleri hakkında kamuya açık sistematik bir veri bulunmamaktadır. Bu eksiklik, salt istatistiksel bir boşluk değil; jeopolitik, hukuki ve kimliksel bir sessizliğe işaret etmektedir.

Devamını Oku »
Sivil Toplum Hareketi

Adaletin Önüne Geçen Planlar Barışı Değil İstismarı Pekiştirir

Gazze için ilan edilen 20 maddelik planı okuduğumuzda, metnin sadece çatışmayı yönetmeye yönelik kısa vadeli düzenlemeler sunduğu; uzun vadeli adalet, eşitlik ve kalıcı barış vizyonundan bariz biçimde uzaklaştığı ortaya çıkmaktadır. Bu plan, sahada yaşanan haksızlıkları görünmez kılmak, Filistin halkının temel haklarını güvence altına almak yerine güvenlik önceliklerini kutsayarak statükoyu korumaya hizmet etmektedir. Daha da kaygı verici olan, tasarının uluslararası hukuk nezdinde hesap sorulması gereken aktörleri koruma ihtimali taşımasıdır; zira suç duyuruları ve soruşturmalarla muhatap olan siyasi aktörlerin sorumluluktan kaçırılması, bir barış reçetesi değil, adaletsizliğin meşrulaştırılması anlamına gelir.

Devamını Oku »
Önerilerim

İttihat ve Terakki’den Cumhuriyet’e

Osmanlı İmparatorluğu’nun 19. yüzyılın başlarından itibaren yaşadığı dönüşüm, yalnızca siyasî yapının değil, toplumsal dokunun da köklü biçimde sarsılmasına yol açmıştır. Bu dönemde, modernleşme adı altında gerçekleştirilen birçok reform ve düzenleme, imparatorluğun asli unsurlarının beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamaktan çok, merkezî iktidarın dar bir elit kadro etrafında tahkim edilmesine hizmet etmiştir.

Devamını Oku »
Önerilerim

Dün ile Bugün Arasında Bir Yolculuk

Siyaset, yalnızca ülkelerin iç meselelerini değil, aynı zamanda dünyaya nasıl göründüklerini de tayin eder. Diplomasi masasında sergilenen bir duruş, çoğu zaman orduların gücünden, ekonomilerin büyüklüğünden daha etkili olabilir. İşte bu noktada geçmiş ile bugünü kıyaslamak bize hem ibret hem de ilham veriyor.

Devamını Oku »
Önerilerim

İnsanlığın Aynası ve Bizim Çıkmazımız

Gazze… Bugün insanlığın en yumuşak karnı, aynı zamanda en büyük utancıdır. Çocukların çığlıkları, annelerin çaresizliği, evlerin yıkıntıları altında kalan hayatlar sadece Filistin’in değil, tüm insanlığın vicdanına vurulmuş ağır bir damgadır.

Devamını Oku »
Çevre ve Politika

Hukukun Amacı Özgürlüğü Değil, Adaleti Korumaktır

Seçilmiş makamları işgal edenlerin görevden uzaklaştırılması ya da tutuklanması, sadece bireysel bir ceza muhakemesi tedbiri değildir; doğrudan doğruya millet iradesine yönelmiş bir müdahaledir. Bu nedenle, böylesi bir durumda devletin refleksi yalnızca kişinin fiziki özgürlüğünü kısıtlamakla sınırlı kalamaz. Eğer ortada ağır bir suç isnadı ve bu isnadın gereği olarak verilmiş bir tutuklama kararı varsa, bu kararın anlamı kişiyi toplumla, özellikle de temsil ettiği kitleyle bağını belli ölçüde kesmek demektir. Ancak günümüzde dijital iletişim araçları, yani sosyal medya platformları, fiziki özgürlükten daha etkili bir siyasal nüfuz aracına dönüşmüş durumdadır.

Devamını Oku »
Önerilerim

Bir Toplumun Varoluş Sınavı

Bir toplumun en büyük sermayesi ne yer altı kaynaklarıdır ne de yükselen gökdelenleridir. Bir toplumun gerçek serveti, ahlaki direncidir. Eğer bu direnç zayıflar ve çürümeye başlarsa, hiçbir yazılı hukuk, hiçbir ekonomik kalkınma planı ve hiçbir siyasi strateji o toplumu ayakta tutamaz. Bugün Türkiye’nin en büyük krizi tam da budur: ahlaki çürüme.

Devamını Oku »
Çevre ve Politika

Veri Savaşları

Çağımızın en büyük savaşı toprak ya da enerji için değil, veri için veriliyor. Ve bu savaşta kaybedilecek her veri, aslında geleceğimizi kaybetmek demek.

Devamını Oku »
Çevre ve Politika

Umudun ve Dayanışmanın Manifestosu

Gazze… Adını her duyduğumuzda içimizde bir sızı, zihnimizde ağır bir yük bırakıyor. Çocukların gökyüzüne baktığında gördüğü şey, umut değil duman. Bir annenin evladına sarıldığında hissettiği şey, güven değil korku. Abluka, sadece bir coğrafyayı değil, bir halkın hayallerini de hapsetti.

Devamını Oku »